Sosyal Sorumluluk

Merhaba,

Dün,Netdirekt’in yenilenmekte olan kafeteryasında oturuyordum. Elektronik posta kutuma bir mail ve ekinde aşağıdaki link düştü.

http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/32/11/156195/icerikler/bilisim-teknolojileri-laboratuvarimiza-destek_885938.html?CHK=ca17794bf44acf283f8f25f055a0579d

Merak edip açtım ve bir okulun bilgisayar laboratuvarından bir manzara gördüm.

Slide1

Resimlerin yanındaki kısa açıklama şöyleydi: …Netdirekt firması okulumuz Bilişim Teknolojileri Laboratuvarına tam teşekküllü bilgisayar desteğinde bulunmuştur.Vermiş olduğu destekten ötürü Netdirekt  firmasına ve yetkilisi Semih Alev´e teşekkürlerimizi sunarız…

Bu kısa ve içten teşekkürü eden Yalvaç Kız Teknik ve Meslek Lisesi’ymiş. Gurur duydum. Yalvaç, Isparta’nın bir ilçesi ve bizim Semih de Ispartalı.

Netdirekt kurucu ortaklarından Y.Semih Alev’e bu konunun nasıl geliştiğini sordum. Kısa öykünün içinde son on yılda kazanılan ustalıkların temel taşlarını gördüm. Sevindim. Manisa’da başlayan ve Netdirekt’in iki ana temel taşından biri olan TeknoAS‘ın kuruluş aşamasındaki dost desteklerini öğrendim. Sevgili Semih’in, yola çıkarken kendisine liderlik ve teşvik eden Süleyman abisini anlatırken gözlerinin içi parlıyordu. Sesi heyecandan titriyordu. Belli ki Süleyman abisine gönülden, yürekten minnet doluydu. Ben de heyecanlandım. Öykünün içinde bir de Ahmet öğretmen vardı. Ne mutlu Netdirekt’lilere ki böylesi bir yardımda bulunmaları nasip olmuş. Talep ederek süreci başlatan Ahmet öğretmene, mesajın yerine ulaşmasına aracılık eden Süleyman abiye ve hızla, hevesle gerçekleştiren Netdirekt ekibine eğitime katkıları için ben de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bir söz hatırlıyorum “gülün kokusu veren ele bulaşır” diyordu. Çok güzel bir söz. Anlamlı. Mutlaka bu gül kokusu “Kesintisiz Kolaylık” sağlamada ekibe güç kazandıracaktır. Bu sözün bir benzerini ve daha güzelini hepiniz biliyorsunuzdur :” Veren el, alan elden üstündür“diyen o söz vermenin kutsallığını anlatıyor.

Kendime bakıyorum da “vermek”le ilgili neler görebilirim ? diye düşünüyorum. Dört yıl önceydi. Gerçekten emekli olup bağımsızlığımı iyice duyumsadığımda kırk yılı aşan çalışma hayatımı bir cümlede özetlemeye çalışmıştım. Üç temel kısaltmada karar kıldım. Üçü de İngilizce ve gerçekten çok basit sözcüklerin baş harfleriydi. Bu üçünü bir cümlede soru şekline getirdim. Ben kendime sordum. Herkesin kendine sormasını istedim. Özellikle öğrenme yolculuklarına çıkarken bu soruyu açık yüreklilikle sormanın pek çok yararını gördüm.

Yazımın ana fikrini dağıtmak istemiyorum. Bu nedenle sadece ilk kısaltmayı paylaşmak istiyorum: GAT ve açılımı “Give And Take“. Türkçe karşılığı “Ver ki alasın”. Ya da daha yaygın şekliyle “Bu dünya al gülüm ver gülüm dünyası”. Hani hep deriz ya “Vermeden almak Allah’a mahsustur“, işte onun gibi bir şey.

Dün beni mutlu eden, İzmir’den Yalvaç’a Manisa yoluyla ulaşan bilgisayar desteğini ben aynı zamanda “Bilginin de zekatı vardır” inanışıyla görüp değerlendiriyorum.

Tüm kalbimle inanıyorum ki bu tür paylaşımlar, destekler, Netdirekt’in misyon olarak ortaya koyduğu iddialı amaca da güç katacaktır. Madem ki. “Biz, Netdirekt olarak müşterilerimize tüm internet servislerinde kesintisiz kolaylık sağlarız” diyoruz; Yalvaç’taki genç kardeşlerimizin sevinçleri, mutlulukları ve başarılı çalışmalarının gururu bu amacı gerçekleştirmedeki yorgunluklarımızı, uykusuz gecelerimizi unutturacaktır.

Daha nicelerini görmek umuduyla esenlikler diliyorum.

Doç.Dr.Mustafa Copcu

Koordinatör

Beni tanımak isterseniz eğer: http://www.copcu.com/wp-content/uploads/2008/12/cv-mc-2013.pdf

Leave a Reply